Yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası, İstanbul’un tarihi simgelerinden Kapalıçarşı’da restorasyon çalışmaları 2 yılı aşkın süredir devam ediyor. Restorasyon kapsamında çatısı tamamen onarılan, atık su ve temiz su kanalları değiştirilen Kapalıçarşı’da bazı kapılarda elektrik kabloları görülüyor. Çarşının içindeki kablo görüntüleri, yarattığı görüntü kirliliğinin yanı sıra geçtiğimiz günlerde yaşanan su baskını da yangın riskini akıllara getirdi.
‘ÖNLEM ALINMAZSA BÜYÜK ZARAR GÖRÜR’
DHA’nın haberine göre, Yangın Güvenlik Uzmanı Levent Yasa, “Tarihi yapılarda özellikle yangın tehlikesi bizim için çok önemli. Tarihi yapılara çok büyük tahribat verdiğinden dolayı yangınla ilgili önlemlerin alınması elzem. Eğer yangınla ilgili önlemler alınmazsa ve tarihi yapıda bir yangın meydana gelirse, tarihi dokuya çok büyük zarar veriyor. O tarihi yapıyı da genellikle kaybediyoruz. Bunun olmaması için de gerekli yangın korunum önlemlerinin alınması gerekiyor. Özellikle bu konuda tadilat yapılacaksa, orada çalışacak firmaların, müşavir firma olabilir uygulama firması olabilir, mutlaka Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurullarına bu projeleri onaylatması gerekiyor ki, herhangi bir şekilde tarihi yapıya, imalat ve üretim sırasında zarar verilmesin. Aynı zamanda bölgedeki itfaiye kuruluşundan da görüş alınması gerekiyor ki tarihi yapının ana aksına veya tarihi yapının içindeki değerli sanat eserlerine ve benzeri malzemelere zarar gelmeden bu uygulamalar yapılabilsin. Tarihi yapıların içindeki elektrik hatlarının ve elektrik sistemlerinin mutlaka çelik borular içerisinde olması gerekiyor. Bunların bileşenlerinin de mutlaka çelikten koruyucu malzemelerle korunmuş olması gerekiyor ki herhangi bir elektrik kaynaklı yangınla karşı karşıya kalmayalım” ifadelerini kullandı.
‘PROJE OLUŞTURULMAZSA RİSK ARTAR’
Kablo demetlerinin özellikle Kapalıçarşı gibi eski binaların içinde çok fazla miktarda olduğuna ve yüksek risk taşıdığına dikkat çeken Yasa, “Özellikle esnafın yoğun olduğu yerlerde yetkili, yetkisiz elektrikçiler tarafından kablolama çalışmaları ve elektrik çalışmaları yapılıyor. Bunlar da bizim için yangın riski oluşturuyor. Çünkü bunlara bir proje hazırlanmıyor ve bu çalışmalar da binalar için büyük riskler oluşturuyor maalesef. Uygun kablo kullanılmadıysa, uygun tesisat yapılmadıysa, proje haricinde eklentiler yapıldıysa veya insanlar kendi çözümlerini üretmeye çalıştılarsa bizim için her zaman yangın riski oluşturuyorlar. O yüzden bunların projeye uygun olarak yetkili firmalar tarafından yapılması, bütün kablo sisteminin düzenlenmesi, trafo sisteminin düzenlenmesi bir bütün olarak ele alınması gerekiyor” diye konuştu.
‘ELEKTRİK KAYNAKLI YANGINA YOL AÇABİLİR’
Yasa, “Uzun süre kullanılan kablolarda elektrik direnci vardır ve bu direnç belli bir süre sonra ısınmalara da yol açabilir. Bu ısınmalardan kaynaklı kablo etrafında bulunan izolasyonlar kuruma ve çatlama gibi reaksiyonlar gösterebiliyorlar. Bu reaksiyonlar olduğunda da kablo korumaları, kablo izolasyonlarında yanma başlayabiliyor. Bunun olmaması için de eski kabloların ve eski sistemlerin yenileriyle değiştirilmesi bizim için çok önemli. Su kısa devre yaratıyor. Kısa devrede bir elektrik atlaması ve bunun sonucunda da kablolarda aşırı ısınma ve aşırı ısınmadan dolayı tutuşma ve yangın meydana geliyor. Bu da elektrik kaynaklı bir yangına yol açıyor. Bunun olmaması için de mutlaka tam izolasyon sağlanması, elektrik kablo hatlarının mutlaka sudan yalıtılmış, tam olarak sızdırmaz olması gerekiyor ki herhangi bir kısa devre kaynaklı yangınla karşı karşıya kalmayalım” dedi. (HABER MERKEZİ)