HPV aşısı: Belediyelerin uygulamaları yeterli mi?
12 mins read

HPV aşısı: Belediyelerin uygulamaları yeterli mi?

Pelin Ünker

“İlkokulda sağlık ocaklarından gelirlerdi ve çocukları sınıflarda toplu aşı yaparlardı. Yani aslında keşke zamanında öyle olabilseydi ve ben bu enfeksiyonu kapmasaydım.”

Yeliz, Türkiye’de HPV ile mücadele eden binlerce kadından sadece biri. Yaklaşık iki yıl önce yaptırdığı tarama sonucu HPV virüsünün bulaştığını öğrenen Yeliz, kendi imkanlarıyla üçlü aşı olsa da rahim ağzı kanserine halen açık. Çünkü kanser türlerine karşı koruyan dokuzlu aşıya maddi imkanları el vermiyor. Aşının fiyatı ise 10 bin lirayı buluyor.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de HPV aşısını ücretsiz uygulayacağını açıklaması Türkiye’deki HPV tehdidini bir kez daha gündeme getirdi.

Ankara’da 30 yaş altı ve sosyal destek alan kadınlar, İstanbul’da ise il sınırları içinde ikamet eden ve belediyeden sosyal yardım alan, 9-26 yaş arası bireyler/ ebeveynler ücretsiz HPV aşı uygulamasından faydalanabilecek. Peki bu adımlar yeterli mi?

Ciltten cilde temasla bulaşıyor

Human Papillomavirus (HPV) virüsü, en çok rahim ağzında olmak üzere kanser hastalıklarına ve vücutta siğillere yol açan viral bir enfeksiyon. 

Virüs, genellikle cinsel temas ile bulaşsa da doğrudan cilt teması ile de geçebiliyor.

HPV’nin yol açtığı rahim ağzı kanseri nedeniyle her yıl yüz binlerce kadın yaşamını yitiriyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), rahim ağzı kanserine karşı 9-14 yaşlarındaki kız çocuklara aşı yapılmasını öneriyor. Dünyada 100’den fazla ülke HPV aşısını rutin aşılama programına almış durumda.

Emsal karar çıkmıştı

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin HPV aşısının Türkiye’de bedelsiz yapılmasıyla ilgili açtığı davada çıkan emsal karara ve kadın örgütlerinin açtığı daha pek çok dava ve sürdürülen eylemlere rağmen aşı ücretli olmaya devam ediyor. Bakanlık sadece Ulusal Kanser Tarama Programı uyarınca, 30-65 yaş aralığındaki kadınlara ücretsiz HPV testi uyguluyor.

DW Türkçe’ye konuşan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kıran, HPV’nin yaklaşık 200 farklı tipi bulunan bir virüs ailesi olduğuna işaret ediyor. Kıran’ın verdiği bilgiye göre insanlarda enfeksiyon yapan tiplerin önemli bir kısmı cinsel yolla bulaşırken, cinsel yolla bulaşan HPV tipleri de düşük riskli ve yüksek riskli olarak iki gruba ayrılıyor.

Hangi sağlık etkilerine yol açar? 

Yüksek riskli olan 12 HPV tipi bulunuyor: HPV 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58 ve 59.

Kıran, özellikle HPV Tip 16 ve HPV Tip 18’in başta rahim ağzı kanseri olmak üzere, HPV ile ilişkili kanserlerin büyük bir kısmından sorumlu olduğunu söylüyor. 

Yüksek riskli HPV tipleri her ne kadar toplumda ön planda rahim ağzı (serviks) kanseri nedeni olarak bilinse de HPV’nin rol aldığı başka kanserler de var. Kıran, bunları, anal kanser, ağız-boğaz kanserleri, vajina kanseri, vulva kanseri ve penis kanseri olarak sıralıyor.

Düşük riskli HPV tiplerinin nadiren kansere yol açtığı bilgisini veren Kıran, bu tiplerin de genital bölge, anal bölge, ağız ve boğaz bölgesinde siğile yol açmasından dolayı önemli olduğuna dikkat çekiyor.

DW Türkçe’ye HPV ile ilgili yaşadıklarını anlatan Yeliz ise enfeksiyonun psikolojik etkilerine de dikkat çekiyor. “Ben HPV’ye nasıl yakalandım” diye uzun bir dönem kendi kendini sorguladığını ve sosyal hayattan uzaklaştığını söyleyen Yeliz, “Aslında yeni yeni kabullendim. İnsanlara sadece seks işçileri bu hastalığa yakalanırmış gibi geliyor. Ama hayır öyle değil. HPV tanısı aldıktan sonra etrafımda bir sürü HPV’li tanıdığım oldu ve anlıyorum ki bu grip kadar yaygın. Sadece insanlar utandığı için konuşulmuyor” diyor.

Aşı neden önemli?

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne göre (CDC) ideal olan HPV aşısının 26 yaşına kadar yapılması. Ancak HPV virüsüne maruz kalanların da HPV’nin diğer türlerinden korunabilmek için aşılanması gerekiyor.

Gürkan Kıran, günümüzde “dokuzlu aşı” olarak bilinen Gardasil 9’un, adından da anlaşılacağı üzere dokuz farklı HPV tipine karşı koruma sağladığını söylüyor:

“Bunlardan 7’si HPV ile ilişkili kanserlere yol açan tipler. (Tip 16, 18, 31, 33, 45, 52 ve 58). Aşıda bu 7 tip dışında iki tipe karşı daha koruma sağlanıyor: Tip 6 ve Tip 11. Bu iki tipin önemi, siğillerin yüzde 90’ından bunların sorumlu olması. Yani her ne kadar aşı ‘rahim ağzı kanser aşısı’ olarak bilinse de yanı sıra siğil oluşumunu da etkili bir biçimde önlüyor.” 

Üç doz aşı 10 bin lirayı buluyor

HPV aşısı 15 yaş altına 2 doz, 15 yaşından büyüklere ise üç doz uygulanıyor. Aşının tek dozu 100 dolar civarında. Üç dozunun aşının bedeli 10 bin lirayı buluyor.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Mart ayında 30 yaş altı ve sosyal destek alan kadınlara HPV aşı uygulaması başlatacağını duyurmuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açıklamasına göre İstanbul’da ücretsiz HPV aşısı uygulaması 16 Mayıs itibariyle başladı. 

HPV aşısı başvurusu “https://forms.ibb.gov.tr/saglik/ibb-hpv-formu/” üzerinden, gerekli bilgilerin doldurulması ile yapılıyor.

Başvurunun onaylanması halinde uygulama öncesi SMS ile bilgilendirme yapılıyor. Ücretsiz HPV aşısı, başvurusu onaylanan kişilere İBB’ye bağlı tıp merkezlerinde yapılacak.

“26 yaş üzerindekiler ne olacak?”

Belediyelerin HPV aşısını gündeme getirmesinin önemli bir adım olduğunu düşünen Yeliz’e göre, söz konusu uygulamalar hem farkındalığı artırmak hem de belli yaş gruplarını HPV’nin yol açtığı kanser türlerine karşı korumak için önemli olsa da Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlarda yetersiz kalıyor.

26 yaşın üzerinde olduğu için ücretsiz aşı uygulamasından faydalanamayacağını söyleyen Yeliz, “26 yaşından sonra HPV tanısı alanlar ne olacak? Bir şaka görmüştüm. HPV’de yaşa takılanlar. Aynen durum bu. Ben şu ana kadar üçlü doz aşımı oldum ama sadece belirli türlere karşı korunabiliyorum. Diğer türlere karşı hâlâ korumasızım. O yüzden bir aşama olsa da yeterli değil” diye devam ediyor.

Aşıyı devletin ücretsiz sunması gerektiğini belirten Yeliz, ekliyor: 

“Korona virüsü aşısı nasıl bedava oldu ve herkes kapış kapış bu aşıyı olmaya çalıştıysa ben de dokuzlu aşıyı aynı hevesle olmak istiyorum. Çünkü kanser olmak istemiyorum.”

Türkiye’de her yıl 2 bin 500 kadın tanı alıyor

Dünya genelinde rahim ağzı kanseri sıklığının 100 binde 13,3 civarında olduğunu belirten Kıran, rahim ağzı kanserinin bu oranla kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türü olduğunu söylüyor. Dünyada her yıl yaklaşık 660 bin kadına tanı konduğunu, 350 bin civarında kadının hastalık nedeniyle yaşamını yitirdiğini ifade eden Kıran, Türkiye ile ilgili ise şu bilgileri veriyor: 

“Ülkemizdeki rakamlara bakıldığında rahim ağzı kanseri sıklığı 100 binde 4,8 civarında. Başka bir deyişle Türkiye’de her yıl yaklaşık 2 bin 500 kadın rahim ağzı kanseri tanısı alırken, 1250 civarında kadın hastalık nedeniyle kaybediliyor.”

Genital siğilin ise rahim ağzı kanseriyle kıyaslandığında çok daha sık olarak görüldüğüne işaret eden Kıran, Türkiye’de genital siğil sıklığının yaklaşık olarak 100 binde 154 olduğuna dikkat çekiyor.

Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı 2022 Sağlık İstatistikleri Yıllığı’na göre de Türkiye’de rahim ağzı kanseri kadınlarda en sık görülen 10 kanser türünden biri. İstatistiklere göre rahim ağzı kanseri kadınlarda görülen tüm kanserler içerisinde yüzde 2,2 pay alıyor.

Dünya genelinde yüz binde bir rastlanan HPV penis kanseri ise sünnetsiz erkeklerde sünnetli erkeklere oranla daha fazla görülüyor. Bazı ülkeler, HPV’nin toplumdaki yaygınlığını daha da azaltmak ve erkeklerde HPV’nin neden olduğu kanserleri önlemek için erkek çocuklarına da aşı uyguluyor.

HPV’yi vücuttan atmak nasıl mümkün?

HPV enfeksiyonunun gerilememesi ise zayıf düşen bağışıklık sistemi, dengesiz ve sağlıksız beslenme, yorgunluk, stres, uyku düzensizliği, sigara kullanımı gibi faktörlerle ilişkili.

Yeliz, yaklaşık iki yıldır bunun için mücadele ettiğini anlatıyor: “Her şeyden öte beslenme ve uyku düzeni. Tamam et yemeden de yaşamaya alıştık ama diğer yönlerden düzenli bir şekilde beslenerek bağışıklığımı yüksek tutmaya çalışıyorum. Ama uyku düzeni stresle çok bağlantılı ve Türkiye’de stressiz bir şekilde yaşamak gerçekten oldukça zor.”

Bağışıklığını yüksek tutarak kendini HPV’nin etkisinden korumaya çalıştığını ifade eden Yeliz, kansere yakalanmamak için aşılanmanın da gerekli olduğunun bir kez daha altını çiziyor.

“Farkındalık yeterli seviyede değil”

Sivil toplum örgütlerinin son yıllarda aşının bedava olması ile ilgili yürüttüğü çalışmaların etkisiyle Ankara ve İstanbul’da aşı kampanyalarının başladığını ve HPV’nin görünürlüğünün arttığını düşünen Yeliz’e göre tüm bunlara rağmen toplumdaki farkındalık yeterli seviyede değil. 

Korunmasız cinsel ilişkiye girmenin bir oda dolusu koronalı insanla maskesiz aynı odada bulunmakla eş değer olduğunu düşünen Yeliz, bu konuda bilinçlendirme kampanyalarının da artması gerektiği görüşünde:

“HPV’nin görünürlüğü artık daha fazla olsa da uygulamada değişen pek bir şey yok” diyen Yeliz, kendi ailesinden örnek veriyor: “Yeğenim 11 yaşında. Annesine onu aşılaması gerektiğini söylüyorum. Ama maddi yönden yetkinlikleri olsa da hala adım atmış değiller. Anne babalarda çocuğum hiç cinsel ilişkiye girmez kabulü var. Bu konuları anne babamızla konuşmadığımızdan sanki olmuyormuş gibi geliyor onlara. Bu yüzden hala bir direnç var. Daha genç jenerasyona mensup anne babalar da buna karşı bir şey geliştirmiş değiller.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir